TMMOB doğal kaynaklar sempozyumu düzenledi

Ankara — TMMOB adına Maden Mühendisleri Odası öncülüğünde Doğal Kaynaklar Sempozyumu düzenlendi. Açılış konuşmalarını TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Korkmaz ve TMMOB Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Yüksel yaptı.

Sempozyumun düzenlenmesinde TMMOB ye bağlı 12 oda görev aldı ve sempozyumda 8 oturumda 27 sayıda bildiri sunularak yapılacak sunularda ülkenin doğal kaynaklarına ilişkin sorunlar, çözüm önerileri tartışılarak politikalar ile mücadele yöntemleri belirlendi.

Sömürgecilik yeni yüzüyle devam ediyor

Sempozyumda açılış konuşmasını yapan Ayhan Yüksel, dünya üzerinde sömürü, talan ve yağma insanlık tarihi ile önümüzdeki en büyük sorun olarak var olduğunu ve olmaya da devam edeceğine dikkat çekti. Yüksel, “Dünya üzerinde yürütülen vekalet ve paylaşım savaşlarının tek amacı adı ve şekli değişse de sömürgeciliğin devam etmesidir. Bunun en somut ve son örneği ABD Başkanı Trump’ın Ukrayna Devlet Başkanı Zelensky’ye oval ofiste yaptıklarıdır. ABD basın önünde adeta Ukrayna halkının madenlerine pervasızca çökmektedir. Doğal kaynak sömürüsü başta Orta Doğu, Asya, Afrika, Latin Amerika ve Doğu Avrupa olmak üzere dünyanın her yerinde yeni dünya düzeninde komprador burjuvazi ve işbirlikçi siyasi kadrolarla devam etmektedir.”

“Sanayi değerleri özelleştirmelerle sermayeye peşkeş çekilmiştir”

Yabancı Sermaye Dernekleri aracılığı ile tarım, şeker, maden ve iş kanunları değiştirilerek ülkenin yeni sömürü düzeninde sömürülen ülke olarak yer aldığını, her gün yoksullaştığını ve bu sürecin son 23 yılda AKP’nin uyguladığı politikalarla zirveye çıktığını belirten Yüksel, “Özelleştirilecek kurum kalmayınca araziler parsel parsel satılmış, ormanlar 2B yasalarıyla talan edilmiş, akarsularımız, denizlerimiz ve madenlerimiz ranta ve yandaşa dayalı politikalar nedeniyle ranta ve yandaşa kurban edilmiş, yap-işlet-devret modeliyle çocuklarımızın ve ülkemizin geleceği ipotek edilmiştir.”

TMMOB ve bağlı odaların yıllardır bu sömürü düzenine, bu yağmaya ve talana karşı mücadele ettiğini, etmeye de devam edeceğini belirterek bu mücadele de ülkenin, yurtsever, demokrat ve devrimci siyasi kadrolarına düşen de toplumsal muhalefeti doğru yöne kanalize etmek ve lokomotif olmak gerektiğini söyleyen Yüksel, “Siyasi kadrolarımıza olan inancım da eksiksiz ve tamdır” dedi.

“Madenler sömürü aracı değil, halkın ortak zenginliğidir”

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Korkmaz, yaptığı açıklamada, AKP iktidarının madencilik politikalarını sert sözlerle eleştirdi. Korkmaz, madenlerin yıllardır özelleştirme ve rant aktarımının başlıca aracı haline getirildiğini vurgulayarak, “2004 sonrası yapılan yasal düzenlemelerle, ülkemizin yer altı ve yer üstü kaynakları yerli-yabancı sermaye gruplarının sınırsız sömürüsüne açıldı” dedi.

Ormanlardan milli parklara, su havzalarından kıyı alanlarına kadar pek çok doğal alanın madencilik faaliyetlerine tahsis edildiğini hatırlatan Korkmaz, bu sürecin doğayı, halkı ve geleceğimizi tehdit eden bir yağma düzenine dönüştüğünü belirtti. “Bu madencilik anlayışı bir üretim değil, açıkça bir sömürü faaliyetidir” diyerek madenlerin kamu eliyle işletilmesi ve denetlenmesi gerektiğini söyledi.

TMMOB’nin 70 yılı aşan tarihine dikkat çeken Korkmaz, örgütün her zaman toplum yararını öncelediğini vurguladı. Rant çevrelerinin ve onların güdümündeki siyasi iktidarların bu yaklaşımı tehdit olarak gördüğünü belirterek, “Kamusal varlıkları savunmamız, bilimsel raporlarımızla rant girişimlerini teşhir etmemiz, eşitliği ve özgürlüğü savunmamız onları rahatsız ediyor” dedi.

TMMOB’nin gelir kaynaklarının ve mesleki yetkilerinin sistematik biçimde budandığını, örgütü etkisizleştirme çabalarının sürdüğünü aktaran Korkmaz, buna rağmen umutlarını halkın mücadelesinden aldıklarını belirterek açılış konuşmasını sempozyumumuzun bu mücadeleye ışık tutması temenni ederek “Ne mutlu bize ki Kaz Dağları’ndan Akbelen’e, Cerattepe’den İkizdere’ye kadar bu ülkenin dört bir yanında halk yaşam alanlarını savunuyor. Gençler, kadınlar, emekçiler direniyor. Herkesin bir düşü var: Eşit, adil, sömürüsüz bir ülke ve dünya.” sözleriyle tamamladı. (Evrensel)